Bismillah.

Abdullah bin Mesud (Allah ondan razı olsun), doğru konuşan ve doğruluğu tasdik edilen Allah Resulü’nün (O’na Allah’ın salâtı ve selamı olsun) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

“Her birinizin yaratılışı annesinin rahminde kırk gün boyunca nutfe (spermin yumurtayla birleştiği ilk hâl) olarak toplanır. Sonra bir o kadar süre alaka (kan pıhtısı), ardından bir o kadar süre mudğa (bir çiğnem et parçası) olur. Daha sonra Allah bir melek gönderir ve ona dört şeyi yazması emredilir:

‘Amelini, ecelini, rızkını ve mutlu (cennetlik) ya da bedbaht (cehennemlik) olacağını yaz!’”

(Buhari, 3208)

Hadisten anlaşıldığı üzere, bebeğin anne karnındaki bu hâlleri yüz yirmi gün içinde gerçekleşir: Kırk gün nutfe hâlinde, kırk gün alaka, kırk gün de mudğa olarak devam eder. Yüz yirmi günden sonra ruha üflenir, bedenle birleşir, hareket etmeye başlar ve insan olur.

Eğer bebek yüz yirmi gün dolmadan önce düşük olursa veya gelişimi durursa, bu durumda ona ölü insan hükmü uygulanmaz; yıkanmaz, cenaze namazı kılınmaz. Sadece defnedilir (müslüman mezarlığı olması şart değildir).

Yüz yirmi gün, yani dört ay dolduktan sonra eğer bebek düşerse veya gelişimi durursa, bu durumda insan kabul edilir. Bu hâlde düşen bebek yıkanır, kefenlenir, cenaze namazı kılınır ve el kadar bile olsa (küçük dahi olsa), eğer anne ve babası müslümansa müslüman mezarlığına defnedilir.

Ancak eğer Hristiyanların çocuğuysa, yani anne ve babası Hristiyansa, müslüman mezarlığında defnedilmez, yıkanmaz ve kefenlenmez. Çünkü Peygamber’e (O’na Allah’ın salâtı ve selamı olsun) müşriklerin çocukları hakkında sorulduğunda şöyle demiştir:

“Onlar kendi kavimlerindendir.”

(Buhari, 3012)

Kaynak: Şeyh İbn Useymin, “Şerh Riyâzus-Sâlihîn”, 3/290-291.

Son olarak, âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.